Örnek Resim
  1. Haberler
  2. Dünya
  3. BRICS Zirvesi’nden genişleme kararı çıktı. Çin ve Rusya’nın etkisi artıyor. Güney Afrika’da düzenlenen…

BRICS Zirvesi’nden genişleme kararı çıktı. Çin ve Rusya’nın etkisi artıyor. Güney Afrika’da düzenlenen…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

BRICS zirvesi öncesi liderler genişleme konusunda olumlu görüşler bildirseler de, bu sürecin nasıl ve hangi hızda gelişeceği konusunda görüş ayrılıkları mevcuttu.

Gelişmekte olan ekonomiler grubu BRICS, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen liderler zirvesinde, “yeni üyelerin alınmasına yönelik mekanizmalar üzerinde anlaşmaya vardı.”

Dönem Başkanı Güney Afrika Dışişleri Bakanı Naledi Pandor, genişleme konusunda mutabakata vardıklarını belirterek, “BRICS’e üye olmak isteyen ülkeleri değerlendirmeye yönelik yönetmeliği, ilkeleri ve süreçlerin çerçevesine çizen onayladığımız artık bir belgemiz var. Bu çok olumlu.” dedi.

Dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasına ve küresel ekonominin çeyreğine sahip Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ile Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS ülkeleri liderler zirvesinin bugünkü oturumunda genişleme konusu masaya yatırıldı.

Zirve öncesi liderler genişleme konusunda olumlu görüşler bildirseler de, bu sürecin nasıl ve hangi hızda gelişeceği konusunda görüş ayrılıkları mevcuttu.

Tam üyelik kabulüyle ilgili ayrıntılar açıklanacak

Pandor, liderlerin yarınki kapanış oturumda konuyla ilgili daha fazla ayrıntılı bilgiler vereceğini bildirdi.

Güney Afrika yetkililerine göre şu ana kadar 40’dan fazla ülke BRICS’e katılım yolunda irade beyanında bulundu.

22 ülke gruba katılmak için resmen başvuru yaptı

İran, Venezuela ve Cezayir’in de aralarında bulunduğu çoğu Müslüman 22 ülke ise gruba katılmak için resmen başvuru yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018’de özel davetli olarak katıldığı BRICS zirvesinde Türkiye’nin de üyelikle ilgilendiğini belirtmişti.

BRICS’e üyelikle ilgilenen ülkeler, grubu geleneksel Batılı güçlerin baskın olduğu küresel camiaya alternatif olarak görüyor ve üyeliğin kalkınma finansmanı ile ticaret ve yatırımın arttırılması gibi faydaların önünü açabileceğini umuyor.

Özellikle Covid-19 pandemisiyle zengin ülkelerin hayat kurtaran aşıları stoklama girişiminin körüklediği güvensizlik, gelişen ülkelerin küresel düzene karşı memnuniyetsizliğini artırdı.

BRICS’in küresel gücü

BRICS İş Konseyinin raporuna göre, üye ülkelerin toplam gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) 56 trilyon doları geçiyor ve küresel hasılanın yüzde 31,5’ini oluşturuyor.

Buna göre bu oranın 2030’a gelindiğinde yüzde 50’ye ulaşması öngörülüyor.

BRICS ülkeleri, küresel ticaretin yüzde 18’ini kontrol altında tutuyor ve dünya genelinde yabancı yatırımların yüzde 22’sini teşkil ediyor.

Öte yandan, 3,2 milyarlık toplam nüfusuyla, dünya nüfusunun yüzde 41’ini oluşturan BRICS ülkelerinin toplam yüz ölçümleri de dünyanın karasal yüz ölçümünün yüzde 26,7’sine tekabül ediyor.

BRICS nedir?

Üyeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın İngilizce isimlerinin ilk harflerinden oluşan BRICS, 2001’de dönemin Goldman Sachs’ın baş ekonomisti Jim O’Neill tarafından kaleme alınan ve Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in büyüme potansiyellerini değerlendiren bir araştırma makalesinden ilham alarak kuruldu.

İlk etapta Güney Afrika’nın üye olmadığı grup, 2009’da Amerika Birleşik Devletleri ve Batılı müttefiklerin dünya düzeni hegemonyasına karşı bir platform oluşturmak amacıyla, Rusya’nın girişimiyle kuruldu.

Ekonomik nüfuz ve nüfus olarak BRICS’in en küçük üyesi olan Güney Afrika, ilk genişleme sürecinde 2010 yılı sonunda gruba katıldı.

BRICS nasıl işliyor?

Grup, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ya da Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) gibi bir uluslararası bir örgüt değil. Üye ulusların dönüşümlü olarak başkanlığını üstlendiği grubun devlet ve hükümet başkanları yılda bir kez bir araya geliyor.

Oy birliği ile karar alan grubun bütün üyeleri dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden oluşan G20 grubunun da üyesi.

Grup, jeopolitik konuların yanı sıra, ekonomik işbirliği, çok taraflı ticaret ve kalkınmayı arttırmaya odaklanıyor.

Euronews, AFP, AP

BRICS zirvesi: Çin ve Rusya’nın Afrika’daki etkisi neden artıyor?

BRICS zirvesi

Haber: Andrew Harding / BBC News

Afrika’nın en zengin bölgesi, bu hafta gururlu ancak bir miktar huzursuz duygularla uluslararası BRICS zirvesine ev sahipliği yapıyor.

Bugün başlayan ve 24 Ağustos’a kadar sürecek olan zirve, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinin hemen dışında yer alan gösterişli bir bankacılık bölgesi olan Sandton’da yapılıyor.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS birliği, küresel meselelerde Batı’nın hakimiyetine meydan okuma isteğiyle bir araya gelen bir grup.

2006 yılında dört ülkenin bir araya gelmesiyle oluşturulan BRIC, 2010 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla BRICS halini aldı.

Bugün onlarca ülke gruba katılmak için sıraya giriyor.

Perşembe gününe kadar devam eden zirvede bugünlerde ciddi bir rahatlama söz konusu.

Bunun nedeni Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in zirveye uzaktan katılma kararı alması.

Eğer Putin gelmekte ısrar etseydi, Güney Afrika’nın Ukrayna’da işlendiği iddia edilen savaş suçları nedeniyle Rusya liderini tutuklama yönündeki uluslararası yükümlülüğünü yerine getirip getirmeyeceği konusundaki tutumunu netleştirmesi gerekecekti.

Putin’in kararından sonra Güney Afrikalı yetkililer, zirveye ev sahipliği yapmanın tadını çıkarmaya odaklanıyor.

Bazıları, bu coşkunun Güney Afrika’nın Batı’dan ne kadar uzaklaştığını gösterdiğini düşünüyor.

Ülke hızlı ve kararlı bir şekilde Çin’in ve kısmen Rusya’nın yörüngesine doğru ilerliyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in zirveye uzaktan katılması bekleniyor
Fotoğraf altı yazısı,Rusya Devlet Başkanı Putin’in zirveye uzaktan katılması bekleniyor

Güney Afrika’nın huzursuzluğu

Yakın zamanda BRICS dışişleri bakanlarının Cape Town’daki zirve öncesi buluşması sırasında düzenlenen basın toplantısında bir Rus gazeteci bana döndü ve “[Batı’daki] insan hakları cennetinizi koruyabilirsiniz. Biz dünyayı yeniden yaratıyoruz” dedi.

BRICS hala çok yeni bir oluşum olsa da bazı çevrelerde gerçek ve oldukça yıkıcı bir enerji ve heyecan duygusu yaratmayı başarıyor.

Güney Afrika hükümeti tarafından düzenlenen bir dış politika çalıştayına katılan bir meslektaşım, geleceğin Çin olduğu ve Batı’nın düşüşte olduğu konusunda büyük bir fikir birliğinin olduğunu söyledi.

İşte tam bu noktada Güney Afrika’nın huzursuzluğu devreye giriyor.

Zengin bir iş insanı olan Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, ülkenin Covid-19’dan çok olumsuz etkilendiğinin, dünyanın en yüksek işsizlik ve eşitsizlik seviyesiyle boğuştuğunun ve olası bir krizden kaçınmak için daha fazla yabancı yatırıma ihtiyaç duyduğunun farkında.

Rusya kesinlikle bu sorunlara çözüm değil. Moskova’nın Güney Afrika ile ticari ilişkisi neredeyse yok denecek kadar az.

Çin giderek daha önemli bir oyuncu haline geliyor ama yine de Avrupa Birliği (AB) ve ABD ile uzun süredir devam eden ticaret ve yatırımların gölgesinde kalıyor.

Peki Güney Afrika, derin ekonomik belirsizliğin olduğu bir dönemde neden Batı’yla olan kilit ilişkilerini tehlikeye atıyor?

BRICS

Yorgun ve kararsız bir iktidar

Bu sorunun cevabı, en azından kısmen, ülkenin giderek daha yorgun ve kararsız hale gelen iktidar partisinde yatıyor gibi görünüyor.

30 yıldır iktidarda olan Afrika Ulusal Kongresi (ANC) ülkede iç çatışmalar, yolsuzluk ve idari kaosla mücadele ediyor.

Örneğin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline Güney Afrika hükümetinin tutumu oldukça tutarsız.

Ülke işgali önce kınadı, sonra açıkça kınamayı reddetti, ardından NATO’yu suçladı ve Putin’i övdü, bir noktada kendisini barış sağlayıcı olarak ortaya attı,

Rus deniz tatbikatlarına ev sahipliği yaptı, Kremlin’in savaşa ilişkin sözlerini gelişigüzel tekrarladı, diğer taraftan bu tutumunu Washington’a açıklamak istedi.

Güney Afrika’nın ABD’nin iddia ettiği gibi geçen yıl Rusya’ya silah satıp satmadığı da hala bilinmiyor.

Ramaphosa’nın Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden son derece rahatsız olduğuna ve kendisini çok kutuplu bir dünyanın bilge ve tarafsız bir savunucusu olarak göstermeye istekli olduğuna şüphe yok.

Ancak Ramaphosa’nın hükümetindeki ve partisindeki pek çok kişi, Moskova’nın apartheid karşıtı mücadele sırasındaki desteğine duyulan nostaljiyi ve ABD dış politikasına yönelik daha genel bir şüpheyi öne sürerek, Cumhurbaşkanı’nın bu duruşunu sürekli olarak baltalıyor.

Güney Afrika’nın bu tutarsızlıkları da tüm tarafları rahatsız ediyor ve ülkenin zayıf ve kararsız görünmesine neden oluyor.

Nelson Mandela’nın “gökkuşağı ülkesi” şu anda kesinlikle zor bir dönemden geçiyor.

Bazıları ülkenin yakında “başarısız bir devlet” haline gelebileceği uyarısında bulunuyor.

Güney Afrika, Perşembe günü sona erecek olan BRICS zirvesine ev sahipliği yapma rolünün tadını çıkarıyor
Fotoğraf altı yazısı,Güney Afrika, Perşembe günü sona erecek olan BRICS zirvesine ev sahipliği yapma rolünün tadını çıkarıyor

Rusya’nın etkisi

Öte yandan bu haftaki BRICS zirvesi, Kremlin’e çok daha stratejik ve etkili diplomasisini sergilemek için yararlı bir platform sağlayacak.

Son dönemde Nijer’deki darbe ve Wagner Grubu’nun Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaptıkları gibi kaosu kendi çıkarları için kullanma ihtimali başlıca gündem konuları oldu.

Ancak devamlı bölgeyi ziyaret eden Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ve medya aracılığıyla Afrika kıtasında neredeyse 10 yıldır hiç varlığı olmamasına rağmen Moskova’nın kendisini “sömürgeci” Batı’ya karşı güvenilir bir alternatif olarak sunabilmesi son derece önemli.

Yoksulluk, iklim değişikliği, giderek gençleşen nüfus ve artan işsizlikle mücadele eden ülkelerde statükoya duyulan hayal kırıklığı birçok insanı yeni alternatiflere doğru itiyor.

Bu da şu soruyu beraberinde getiriyor: Batılı ülkeler Rusya’ya meydan okumak için ne yapıyor?

Elbette Afrika kıtası hakkında genelleme yapmak tehlikeli ve hükümetlerin yeniden canlanan bir Soğuk Savaş’ın piyonları olduğunu öne sürmek hem yanlış hem de saldırgan bir yaklaşım.

Ancak BRICS’in Batı versiyonu nerede sorusunu sormak mümkün.

BRICS

Kalkınma projeleri, katı koşullar ve sayılı Afrikalı lider için özenle seçilmiş davetler, Fransa, İngiltere ve diğer eski sömürge güçlerinin kıtayı hala bir ortaktan ziyade yönetilmesi gereken yorucu bir kriz olarak gördüğü iddiasını yineliyor.

Bu tamamen doğru olmayabilir. Sonuçta Batılı ülkeler onlarca yıldır kıtada sağlık hizmetlerini, işletmeleri ve hükümetleri desteklemek için önemli miktarda enerji ve para ayırdı.

Ancak Batı ülkelerinin ordularının ve özellikle Fransız birliklerinin ve ABD’ye ait İHA’ların Nijer ve Somali gibi yerlerdeki rolü yoğun tepkilere yol açıyor.

Bu da BRICS’in alternatif vizyonunun neden kıtada ilgi gördüğünü ve birliğin neden bu hafta Sandton konferans salonlarında yüksek sesle ve kendinden emin bir şekilde kendisini savunacağını açıklamaya yardımcı olabilir.

BBC

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
BRICS Zirvesi’nden genişleme kararı çıktı. Çin ve Rusya’nın etkisi artıyor. Güney Afrika’da düzenlenen…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Bodrum Sonsöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin