‘HİÇBİR ŞEY EYLEME GEÇEN CAHİLLİK KADAR KORKUNÇ OLAMAZ’
J.W.GEOTHE
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri 9 Milli Eğitim bakanı 16 kez değişiklik yapmıştır. Müfredatın dördüncü kez değiştirilmesi öngörülmektedir.
Yapılan her müfredatta dine daha çok, bilime daha az yer verilmiş, okulların imam hatipleştirilmesi, eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesinde önemli adımlar atılmıştır.
Ders içeriklerine yönelik her müdahalede dinselleşme yetersiz görülmüş, eğitimin dönüştürülmesi çabası artan bir iştahla, hız kesmeden devam etmiştir.
Eğitim alanında büyük bir dönüşüm yaşanmıştır. Eğitim özelleştirilmiş, okullar imam hatipleştirilmiş, okul dışına itilen çocuk sayısı katlanarak artmıştır.
ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime sahip Çıkıyorum) ile eğitim tarikat ve cemaatlere teslim edilirken, MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi ) uygulamaları ile çocuklar okuldan koparılarak devlet teşvikiyle işçileştirilmiş, ‘Mesleki eğitim’ adı altında ağır ve tehlikeli koşullarda çalıştırılmaktadır.
Tarikat ve cemaatlerin yönetiminde kaçak kursların sayısı 10 bini geçmiştir. Çocuklar cemaatlerin karanlık köşelerinde Cumhuriyet düşmanı olarak yetişmektedir.
Piyasanın ve tarikatların insafına terk edilmiş kendilerini ana dillerinde bile ifade edemez, dört işlemi yapamaz hale gelmiştir.
Tevhidi Tedrisat Kanunu yürürlükte olmasına karşın öğretim birliğinden eser kalmamıştır.
ÇEDES projesiyle okullarda tarikat mensupları tarafından çocuklara ‘değerler eğitimi’ verilmesi Anayasa’ya, Eğitimin Birliği Yasasına, tarikatları yasaklayan 677 sayılı Devrim Kanununa ve Milli Eğitim Kanuna aykırıdır.
Sıra daha cesur bir adıma, karşı devrimci kökten bir dönüşümün gerçekleşeceği, yeni ‘insan, devlet, toplum’ inşasının son harcının atılacağı maarif modeline gelmiştir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli olarak isimlendirilen eğitim programı kurulacak İslami rejimin ilanıdır. İdeolojik bir metindir. Mesele kamusal yarar değildir. Bu adımla altın vuruş yapılmakta İslami rejimi hayata geçirme yönünde son harç atılmaktadır.
Milli Eğitim Bakanı bir açıklamasında, ‘Bize ait ve bizim değerlerimizle inşa edilmiş, bizim referans değerlerimizin ışığında oluşturulmuş bir eğitim inşası’ diyerek Cumhuriyetle ve laik eğitimle hesaplaşacağını, siyasal İslam rejiminin eksik halkasını tamamlayacağını itiraf etmektedir.
‘Maarif Modeli’, eğitim sistemini dini bir temele oturtmaya çalışan ÇEDES projesinin devamı niteliğindedir. Ancak gemiler yakılmış, katılımdan ve kamusal tartışmalardan uzak, telaşla ve hileyle laik eğitimin son izlerini silme, Cumhuriyet’ten geriye ne kaldıysa tasfiye etme, yıllardır protokollerle yapılanı kalıcı hale getirerek Cumhuriyete son darbeyi vurma telaşına düşülmüştür.
Bütün derslerin dini içerikle buluşturularak dini ders haline getirildiği bir aşamaya geçilmektedir. İktidar ideolojik amaçlarını bu eğitim programıyla herhangi bir uzlaşmaya gerek duymadan bütün topluma dayatma peşindedir.
AKP ders programlarıyla, kitapları, cemaat ve tarikatlarla yaptığı protokollerle, gerici kadrolaşmasıyla ve 4+4+4 yapılanmasıyla büyük bir başarısızlığa, eğitim alanında telafi edilemez kayıplara, sosyal ve toplumsal bir enkaza neden olmuşken, maarif modeli olarak isimlendirdiği derme çatma programıyla yıkımı daha ileri boyutlara taşımaya planlamaktadır.
İslami referanslar üzerinden öğrenci yetiştirmenin amaçlandığı bu programın belkemiğini fıtrat, kader, ahlak, mahremiyet, sabır, fazilet, hikmet gibi kavramların oluşturduğu görülmektedir. Eşitlik, adalet, laiklik, özgürlük, bağımsızlık, cumhuriyet, insan hakları, dayanışma gibi aydınlanmacı değerlerin sözü bile edilmemektedir.
Taslak bir tür cinnet halinin programa dökülmüş halidir. Hezeyanlarla, mantık hatalarıyla ve çelişkilerle doludur. İçinde Atatürk, Cumhuriyet, laiklik ve yurttaş kavramları yer almamaktadır. Rastgele akademik sözcüklerin yerli yersiz kullanıldığı, aklı, bilimi ve bilimsel eğitimi reddeden, yeni bir rejimin inşası için kaleme alınmış, aydınlanma düşüncesini ortadan kaldırmayı hedefleyen, kötü bir Türkçeyle yazılmış ideolojik bir metindir.
AKP iktidarı gemileri yakmış bilimsel aklı terk ederek çağdışı bir rejime yelken açmıştır. Eğitim sisteminde yapılan her değişiklik vatandaşın cahil olanının makbul olduğu düşüncesine dayanarak gerçekleşmiştir. Hazırlanan yeni taslak da bu yaklaşımdan ilham almış, biat eden, yabancılaşmış, Cumhuriyet düşmanı, düşünemeyen kindar ve dindar gençlerin yetiştirilmesi amaçlanmıştır.
Çocuklarımız 22 yıllık AKP iktidarı süresinde kendilerini ana dillerinde bile ifade edemez, dört işlemi yapamaz hale gelmiştir. ‘Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 araştırmasına göre Türkiye matematik alanında 37 OECD ülkesi arasında 32. sıradadır. Fen alanında ise 29. Sırada yer almaktadır. Her on öğrenciden 3’ü okuduğunu anlamamaktadır.’ (Üstün Dökmen Cumhuriyet 03 Mayıs 2024)
Öğrencilerimiz bu sınavlarda bir kez bile ilk 10’a girememiştir. Son PİSA sınavında da 34.olabilmişlerdir. Bu sonuç öğrencilerimizin düşünce becerilerini geliştiremediklerini göstermektedir.(Üstün Dökmen Cumhuriyet 19 Mayıs 2024)
Okul öncesinden yükseköğretime kadar bütün eğitim sürecini ve nesillerin geleceğini belirleyecek bir program olan Maarif modelinin tamamı Anayasa’nın laiklik ilkesine ve Milli Eğitim Yasası’na aykırıdır. Anayasa çiğnenmektedir.
20 milyona yakın öğrenci hasta bir ideolojiye, hasta bir ruha teslim edilmiştir.
İçinde laikliğin, Cumhuriyet’in, Atatürk’ün, Cumhuriyet Gençliğinin olmadığı bir programı Türk milleti kabul etmeyecektir.
İktidarın Programını cebine koyup karanlığıyla birlikte çekip gideceği günler millet olarak en büyük arzumuzdur.
Mehtap Kaynak